Geçmişten günümüze Foxy ve maceraları

Foxy the cute puppy
Foxy

Bu aralar sağlıklı/mutlu köpek yetiştirme ve köpek eğitimi konularına kafayı taktım. Nasıl beslemeli, hangi ödül bisküvisini kullanmalı, nasıl eğitim vermeli, hangi numaraları öğretmeli, onunla kurduğum iletişim nasıl olmalı? 

Bir önceki yazımı okuduysanız eğer evlat edindiğimiz köpeğimizin bize 5,5 aylıkken geldiğini, hayatında daha önce hiçbir insanla herhangi bir olumlu ilişkisinin olmadığını, bir köpek sürüsünde doğup büyüdüğünü biliyorsunuzdur.

Foxy ismini verdiğimiz bu yavrunun otoyol kenarında kurtarıldıktan sonra yaşadığı bir haftalık geçici ev hariç evde yaşama deneyimi yoktu. Otoyol kenarındaki o toprak parçasında 5 ay boyunca ne yaşadıysa insanlardan kısmen nefret edip bolca korkuyordu.


Foxy the cute puppy


Onunla geçirdiğimiz ilk günler aslında benim için biraz hüzünlüydü. Dışarıda gezdiğimiz zamanlarda kendini göğüs tasmasının kontrolünden kurtarmaya, yüksek otların arasında yatarak izini kaybettirmeye ve kaçmaya çalışıyordu. Yanına yaklaşmaya çalıştığımda kalp atışları ve nefes alış verişleri hızlanıyor, hemen birkaç adım geriye gidip araya mesafe koyuyordu. o ilk birkaç gün sanki onu zorla yanımda tutuyormuşum gibi hissediyordum ama sonra aklıma kurtaramadıkları için arabaların altında kalıp ölen kardeşi geliyordu.  

Şu an iki ay öncesine göre epey iyi durumdayız. En azından bildiği evimizin önündeki parkta kuyruğu dikerek koşuyor, oyunlar oynuyor. Ama hala insan sayısının yoğun olduğu yerlerde panik olma problemimiz devam ediyor.




Evimize ilk geldiği gün yatağını çoktan hazırlamıştım, yatağının yanına bir iki oyuncak koymuştum. Ona evin tümünü göstermeden direk salondaki yatağının yanına getirdim. O yatağın onun olduğunu nasıl anladı bilmiyorum anında yatağına yattı. Evdeyken genelde oyuncaklarını önüne koyup onu rahat bıraktım, bazen oyuncaklarını yatağından biraz uzağa fırlatarak ayağa kalkmasını sağladım. O da her seferinde fırlattığım oyuncakları alıp yatağına geri döndü. Aradan geçen günlerde zaman zaman onu yoklayıp, onunla oynamaya çalışsam da özellikle ilk hafta,  tuvalet ihtiyacı için ev dışına çıktığımız zamanlar hariç, yatağından dışarıya bir adım bile atmak istemedi. 

İlk haftayı atlattıktan sonra ona bakmadığımı hissettiği zamanlarda evin içinde beni gölge gibi izlemeye, dokunduğum her şeyi ben uzaklaştıktan sonra koklayıp incelemeye başladı. Atıp getirme oyunumuzda da artık ustalaşmaya da başlamıştı.



Foxy the cute puppy


Tuvalet ihtiyacı için kullanabileceği ped kabı ulaşabileceği yakınlıkta olsa bile, bu süreçte tuvalet ihtiyacını evde karşılamadı. İlk iki gün altı kere dışarıya çıktık, sonra eve de alışması için veterinerimizin tavsiyesiyle sayıyı dörde düşürdük. Herhangi bir tuvalet eğitimi olup olmadığını bize sahiplendiren organizasyona sordum. Geçici olarak kaldığı evde bulunan diğer köpekleri izleyerek, kendi kendine öğrendiğini söylediler, bunu öğrendikten sonra Foxy'ye ve zekasına hayranlığım biraz daha arttı.






Şimdi ped kabını kullanmayı bilse bile ara ara kazalar olabiliyor. Bu iki aylık süreçte 6 kere kazaya kurban gittik. Bazen keşke sıfır bilgiyle bana gelmiş olsaydı diye düşünmüyor değilim; çünkü sıfır bilgiye sahip köpeğe tuvalet eğitimi vermek için çok materyal var. Ama daha yanlış ya da eksik öğrendiği şeyleri düzeltmek için yok.

Mesela elektrik süpürgesiyle ilk kez benim yanımda tanıştı, üç hafta kadar süpürge çalıştığında çekingen olmasına rağmen şu an süpürgeden hiç korkmuyor, hatta süpürge çalışırken o uyuyor ya da süpürgenin arkasını koklamaya çalışıyor. Maalesef tuvalet eğitimi konusunda onun neyi ne kadar bildiğini, neyi yanlış öğrendiğini henüz anlayamıyorum. Tam her şey yolunda derken çorabımın altında bir ıslaklık hissediyorum.




Köpek bakımı ve  köpek eğitimi konusunda sıfır bilgim var. Zamanında sokak köpekleriyle fazlasıyla haşır neşir olmuş olsam da bildiklerim kesinlikle yeterli değil, yine de fena gitmiyoruz sanki.

Okuyorum, veterinerimizi sanırım sorularımla bunalttım, en sonunda Foxy hasta değilse, genel soruları sorabilmen için yüz yüze görüşmemize gerek yok, bana whatsapptan yazarak sorsan da olur dedi.  Sabah akşam eğitim videoları izliyorum, hatta çok yakında köpek eğitimi kursuna başlamayı da düşünüyorum



Kitaplardaki ya da videolardaki yöntemlerin bazıları işe yarıyor bazıları yaramıyor. Israr etmeden, Foxy'i bunaltmadan diğer metotlara geçiyorum. 


Bize geldiğinde pencerelerden, balkondan, asansörden ve binanın içindeki merdivenden çok korkuyordu. Şu an merdiven hariç diğer korkularını aştık. Merdivenden korkması işime geldiğinden pek kurcalamıyorum. Biri salonda diğeri yatak odamızın kapısının dibinde iki yatağı olmasına rağmen; onu yatağına yatırıp biz de yattığımızda yer değiştiriyordu, dış kapının önünde çıplak zeminde yatıyordu. En sonunda o sorunu da aşmayı başardık. Gün içinde salonda, gece de yatak odasının kapısının önündeki yatağında yatıyor.

Foxy'nin aynı zamanda panik atak sorunu var, korktuğu zamanlar bacakları titremeye başlıyor, kalbi deli gibi atıyor. İnsanların yanındayken saldırgan olmasa bile yine titremeler geliyor havlayıp karşısındakini kaçırmaya çalışıyor, karşısındaki kaçmazsa o kaçmaya çalışıyor. Veterinerimiz ve sahiplendiğimiz organizasyonun yöneticisinin dediği gibi insanların bulunduğu yerlere onunla gitmeye çalışıyorum.




Roma'da bazı süpermarketlere köpekle girmek mümkün. Köpekli müşteriler için köpeklerini öndeki bölmeye koyabilecekleri alışveriş arabaları var. Onun içinde hem güvende oluyor hem de insanları gözleyebiliyorlar. Ama Foxy'i her gören elini o arabanın içine sokup ona dokunmaya çalışıyor, müthiş uyuz oluyorum. Uzak durmalarını, ilk hamleyi Foxy'nin yapmasını beklemelerini rica edip korktuğunu söylüyorum, neden korktuğuna dair bir sürü soru soruyorlar, iyice geriliyorum.


Karşılaştığımız herkes adeta bir hayvan uzmanı. Korkmadığını sadece üşüdüğünü iddia edenler var. Hayatlarında ilk kez gördükleri titreyen bir hayvanı, hayvanın kaçma olasılığının olmadığı alışveriş arabasının içinde mıncıklamaya çalışarak rahatlatabileceklerine inanıyorlar. Bir de Foxy'nin burnunu avuçlamaya çalışarak kokularını tanıtacaklarına inananlar var, bende kendi burunlarına aynı şeyi yapma arzusunu uyandırıyorlar. Foxy saldırgan bir köpek değil, ama onlar bunu bilmiyorlar ve ellerini ısırsa kimin hatalı olacağını idrak edemiyorlar.




Şaşırtıcı olan Foxy'nin insanlarla arası bu denli kötü olmasına rağmen köpeklerle ilişkileri inanılmaz iyi. O an karşımızda olan köpeğin cüssesi onun için önemli değil. Zerre korkmadan  gördüğü her köpekle sosyalleşmeye, arkadaş olmaya çalışıyor; veterinerimizin tavsiyesiyle ben de izin veriyorum. Geçen ay tasmasız iki alman kurdunun arasında kaldık, ben hafiften tırssam da neyse ki her şey yolunda gitti. Yanımda komşularımızın köpekleri için ekstra bisküvi taşımam böyle durumlarda çok işe yarıyor. Onlarla ilk tanışma anını atlattıktan sonra her daim bizi gördüklerinde kuyruklarını sallayarak  selam vermeye geliyorlar. Foxy, özgür hareket etme olanağının olduğu yerlerde özellikle köpekleriyle gezen insanlara da yavaş yavaş yaklaşıyor, hatta bisküvi ikramlarını bazen reddetmiyor.




Komşularımızın köpeklerinin çoğu yetişkin ve eğitimli köpekler olduğundan onlara güvensem de Foxy'ye güvenemiyorum bazen. Çünkü çok aşırı heyecanlı. Bir gün oyun oynarken gaza geldi, nasıl olduğunu anlayamadan tırnağını  benim gözüme soktu, soluğu acilde aldım. Aynı şeyi diğer köpeklere de yapar diye korkuyorum.
 Bazen diğer köpeklere karşı da boyutlarına aldırış etmeden provokatif davranışlarda bulunuyor, onların sopalarını çalıyor ya da kazdıkları çukurlardan onları uzaklaştırıp kendisi kazmaya başlıyor.

Her şeye rağmen günün sonunda bana bir el sallıyor, iyi ki birbirimizi bulmuşuz diyorum.



Bu arada Foxy'nin gelişimini merak ediyorsanız buradan takip edebilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Roma'ya (İtalya'ya) Gidecekler İçin Tavsiyeler

İtalya'nın Görülmeye Değer Orta Çağ Kasabaları 1 - Civita di Bagnoregio

Kısa Kısa Roma Gezisi: Bölüm 2 - Piazza Navona