Evimde Bir Tilki Var

Foxy


Çocukluğumdan beri hep bir köpekle aynı evi paylaşmak istedim. İsteğim gerçekleşmese bile her zaman sokağımızda yaşayan köpeklerimiz vardı, şanslıydım yani. Güzeldiler, akıllıydılar, uyumluydular. Okul değiştirdiğim için bunalıma girdiğimde, oturduğumuz muhitte hiç kimseyi tanımadığım zamanlarda, arkadaşlarımla küsüşüp yalnız kaldığımda yanımda hep onlar vardı ve ben hiç yalnız olduğumu hissetmedim; ama onlarla aynı evde de yaşayamadım. Onlar benim sokak arkadaşlarımdı; ama evime gelmeleri yasaktı.

İlkokuldayken bisikletime atlar evime üç dakika uzaklıktaki parka giderdim. Cebimde her zaman bir kitap olurdu, bir de meyve suyu/dondurma parası. Eğer ben parktayken onlar da uyanıksa kendime en ucuzundan bir şey alır, hatta bazen kendimi es geçer, artan parayla onlara bir şeyler ısmarlardım. Onlar yedikçe ben dondurma yemiş olmaktan daha fazla zevk alırdım.

Köpek korkusu olan ve beni korumak isteyen komşu yaşlı teyzelerim vardı, bazen beni sinirlendirirlerdi. Gözlerini koca koca açarak babamı uyarır, "Isıracaklar evladım, söyle kızına onlardan uzak dursun." derlerdi; ama yine de iyi insanlardı. Kasaptan alışveriş yaptıklarında artan parçaları ayrı bir siyah poşete koydururlar, parkımızın köpeklerine dağıtmam için bana getirmeyi ihmal etmezlerdi. Yaşadığım yerdeki insanlar bakımından çok şanslıydım.

O park köpeklerini hepimiz uzaktan ya da yakından severdik, beslerdik, onlarla konuşur, oynar, hatta onlara numaralar öğretirdik. Yine de çocukluğumdan beri hep bir köpekle aynı evi paylaşmak istedim ben, maalesef bu yaşıma kadar mümkün olmadı.

Bu istek yetişkin olduğum zamanlarda da hiç azalmadı. Hani 7'den 77'ye deriz ya, öyle işte. Bir köpek sahiplenirken dikkat edilmesi gereken en önemli şey, o evde yaşayan herkesin o köpeği istiyor olmasıymış. Bazı şeyler zorlayarak olmuyormuş, özellikle ilerleyen zamanda köpek için problemler doğuruyormuş. Mesela benim eşim hayvanları sevmesine rağmen, genellikle çok seyahat etmemiz gerektiği için sorumluluk almamızı istemiyordu; ama zamanla, konuşa konuşa onda da bendeki isteği uyandırmayı başardım.

En sonunda barınaklarda ve hayvansever gönüllü şehir organizasyonlarının internet sayfalarında ev arkadaşımızı aramaya başladık.Yaşadığım yerdeki barınaklarda genelde hep büyük boy köpekler vardı, hala da öyle. Ben iri köpeklere bayılsamda bizim evimiz cücük kadar. Bir ara niyeti bozacak gibi oldum, ne olacak sığışırız şuraya dedim; ama deneyimsiz olduğum için yetişkin, iri bir köpeği kontrolüm altında tutma konusunda kendime güvenemedim. Bir de yolculuk sırasında, kabinde bizimle gelebilmesi için ufak tefek olması onun açısından daha güvenliydi, o yüzden aramaya devam ettik.
Hiçbir zaman bulamayacağımızı düşündüğümüz zamanlar da oldu, istediğimiz köpek için tercih edilmediğimiz zamanlar da. Mesela barınakta karşılaştığımız iki yaşında siyah pincher'a aşık olduk. "Nörolojik sorunları var, belinden aşağısını farklı bir hayvan gibi görüp saldırıyor" dediler, "deneyimsiz olduğunuzdan size veremeyiz." Onu bulma konusunda umudumu kaybettiğim anlar olsa bile hayvan alım satımından nefret ettiğimden ve absürt bulduğumdan bir canı 'satın almayı' düşünmedim, sadece aramaya devam ettim.

Foxy
Derken onu gördük. Yaşadığımız yere yaklaşık 2 saat uzakta bir şehirde bulmuşlar. Otoyol kenarında yaşayan köpek sürüsünün beş aylık bir ferdi olarak doğup büyümüş. Hayatında hiçbir insanla yaşamamış. Saldırgan değil; ama kesinlikle evcil de değil. İnsanları sevmiyor, onlardan korkuyor. DNA'sı köpek olmasına rağmen tipi ve karakteri aynı bir tilki; ürkek, çekingen, uyanık ve akıllı.

Önce tanışmaya gittik, sorular sorular, neyse mülakatı atlattıktan sonra oldukça kalın soru formunu elimize verdiler ve doldurmamızı istediler. Daha sonra evimize kontrole geldiler. Evimiz sahiplenmek için uygun mu, tehlikeli alanlar var mı onları kontrol ettiler, ardından da cevabımızı bekleyin dediler. Biz de bekledik. 

Birkaç hafta sonra, 22 Eylül tarihinde "kabul edildiniz" haberi geldi. Aynı gün yola çıktık, yanına gittik. Sahiplendirme sözleşmesini önümüze koydular. Bu sözleşmede onun güvenliğini sağlamak için gereken her şeyi yapacağımıza, kısırlaştıracağımıza, ihtiyacı olan tüm sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlayacağımıza ve asla onu terketmeyeceğimize/satmayacağımıza/ suistimal etmeyeceğimize söz verdik. İmzamızı attık ve kızımızla beraber evimize döndük.

Çocukluğumdan beri hep bir köpekle aynı evi paylaşmak istedim, şu an evimde bir tilki var. Ve ben inanılmaz mutluyum. 

Foxy


Bu arada Foxy'nin gelişimini merak ediyorsanız buradan takip edebilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Roma'ya (İtalya'ya) Gidecekler İçin Tavsiyeler

İtalya'nın Görülmeye Değer Orta Çağ Kasabaları 1 - Civita di Bagnoregio

Kısa Kısa Roma Gezisi: Bölüm 2 - Piazza Navona